TARIM ÜRÜNLERİ HEM DEPOLANIP HEM DE PAZARLANIYOR.
Tarım üretiminin artırılması kadar bu ürünlerin muhafaza edilmesi ve pazarlanması da hayati önem taşıyor. Türkiye’de ‘Lisanslı Depoculuk Sistemi’ sayesinde tarımsal ürünlerin depolanması ve pazarlamasında çağ atlandı. Geride kalan 12 yılda kurulan altyapı sayesinde yatırımlar da hızla arttı.
Zaman zaman adını duysak da aslında önemi pek anlaşılmayan ‘Lisanslı Depoculuk Sistemi’ ile tarımsal ürünlerin depolanması ve pazarlamasında sesiz bir devrim yaşandı. Son 10 yıl içinde depo fabrikaları kuruldu. Türkiye’nin 235 farklı noktasında 166 firma tarafından toplam 9 milyon ton kapasiteye ulaşan depolar inşa edildi. Bu depolara konulacak ürünlerin sınıflandırılması amacıyla 255 laboratuvar kuruldu. Lisanslı Depoculuğun oluşturduğu ekosistemde bugün 5 binden fazla kalifiye personel buralarda istihdam ediliyor.
TMO ÖNCÜLÜĞÜNDE YATIRIMLAR HIZLANDI
Lisanslı depoculuk, istihdama sağladığı katkının yanında bugün ürünlerin sağlıklı depolanması ve ürün arzının yıla yayılması gibi sayısız faydaları ile üretici ve tüketiciyi koruyan kollayan modern kilerler haline geldi. Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) önderliğinde yürütülen sistem, devlet kaynaklarının verimli kullanıldığı, özel sektör dinamiklerinin harekete geçirildiği bir uygulama oldu. Sistemin ilk uygulamaya
konduğu yıllarda TMO öncülüğünde yapılan ilk Lisanslı Depolar özel firmalar tarafından örnek alındı. Bu firmaların yaptığı depolar devlet bütçesinden tek kuruş ödenmeden, özel sektör titizliğinde ülkemize kazandırıldı.
İLK ADIMLAR 2010 YILINDA ATILDI
TMO tarafından, 2010 yılında lisanslı depoculuk sisteminin teşvik edilmesi ve diğer yatırımcılara örnek teşkil etmesi amacıyla “TMO-TOBB Tarım Ürünleri LİDAŞ’ firması Türkiye’deki ilk lisanslı depo şirketi olarak kurularak 2011’de faaliyete başladı. TMO 2016 yılında, kapalı depo açığının giderilmesi, ürünlerin daha sağlıklı koşullarda depolanması, lisanslı depoculuk sisteminin geliştirilmesi ve ülke geneline yaygınlaştırılması amacıyla, bir çok kriter dikkate alınarak kira garantili depo yapım sürecini başlattı. Bu proje ile 1,4 milyon ton kapasiteli depo lisanslı depoculuk sistemine kazandırıldı. 2016 yılından itibaren TMO ile protokol imzalayan tüm lisanslı depolara teslim edilen ürünler için alım garantisi verilirken, bu uygulama ile birlikte lisanslı depo yatırımları hız kazandı. Bu sayede 2016 yılında 805 bin ton olan lisanslı depo kapasitesi bugün itibariyle 9 milyon ton seviyelerine ulaştı.
ÜRÜN ALIMINDA PAYI HIZLA ARTIYOR
TMO lisanslı depo kapasitesinin her yıl artmasıyla birlikte hububat alımlarının 2016 yılında yüzde 5’ini, 2018 yılında yüzde 48’ini, 2020 yılında yüzde 80’ini, 2021 yılında ise yüzde 85’ini lisanslı depolar üzerinden elektronik ürün senedi (ELÜS) yoluyla yaptı. 2018 yılında üreticiler tarafından lisanslı depolara teslim edilen ürünlerin kolay ve hızlı bir şekilde TMO’ya satışının yapılabilmesi amacıyla lisanslı depolar, Merkezi Kayıt Kuruluşu, ilgili borsalar ve TMO arasında bir otomasyon sistemi kuruldu. Bu sistem ile birlikte üreticiler, lisanslı depoya teslim ettikleri ürünlerin TMO alım fiyatını anında görme ve isterlerse TMO’ya satabilme imkanına kavuştu.
LİSANSLI DEPOCULUK SİSTEMİ NEDİR?
Ürünlerin güvenli, sigortalı ve sağlıklı şekilde modern alt yapıya sahip depolarda muhafaza edildiği, teslim edilen ürünlerin akredite laboratuvar koşullarında analiz edildiği, ticaretinin ise ürünün mülkiyetini temsil eden elektronik ürün senetleri (ELÜS) aracılığıyla Türkiye Ürün İhtisas Borsasında (TÜRİB) birden çok alıcının bulunduğu rekabet ortamında yapıldığı bir sistemdir.
ÜRÜN BORSALARI AÇISINDAN AVANTAJLARI
• Ürün senedi ticaretiyle tescil gelirlerinde artış,
• Ürünün alıcı ve satıcıları tek ve daha büyük bir platformda bir araya getirilerek gerçek fiyat oluşumuna katkı, işlem hacminde büyüme,
• Elektronik ticaretin gelişerek ürün ticaretinin yaygınlaşması,
• Güçlü ve modern borsacılık yapısıyla ülkemizdeki ürünlerin pazarlanması yanında, içinde bulunduğumuz coğrafi bölgedeki ülkelerin ürünlerini de pazarlama ve ticaretten daha büyük pay alma imkânı,
• Ülkemizdeki etkinliği zayıf ticaret borsalarını birleşmeye teşvik etmesi.
TMO’DAN REKOR ALIM
Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Genel Müdürü Ahmet Güldal, 2022 yılı hasat sezonunda TMO’nun rekor düzeyde alım yaptığını kaydederek “TMO stokları 1998 yılından beri en üst düzeye ulaşmış durumdadır” dedi. 2022 yılı hasat sezonu ve TMO alımlarını değerlendiren Ahmet Güldal, “2022 hasat döneminde 500’e yakın TMO Alım Noktasında başta buğday olmak üzere faaliyet alanımızdaki ürünlerin büyük bir kısmında rekor alım miktarına ulaştık. Üreticilerimizden aldığımız ürünlerle güçlü bir stok oluşturduk” ifadelerini kullandı.
2022 BEREKETLİ BİR YIL OLDU
2021 yılına göre 2022 yılının son derece bereketli bir yıl olduğunun altını çizen Güldal, “Sadece TMO’nun faaliyet alanındaki ürünlerde değil hemen hemen tüm tarımsal ürünlerde rekolte artışları oldu. Buğdayda TÜİK verilerine göre 20 milyon ton civarında rekolte oluştu. TMO olarak sahada aktif yer aldık. Hasatla birlikte alım fiyatlarımızı açıklamıştık. Ancak piyasada fiyatların bir miktar arttığını görünce TMO alım fiyatlarında güncelleme yaptık. Bakanlığımızın “TMO Alım Prim Desteği” ile piyasadaki en iyi fiyat TMO fiyatları oldu. Tabi bu durum üreticilerimizin TMO’ya yönelimini arttırdı. Biz de bu teveccühü karşılayacak şekilde hazırlıklarımızı yapmıştık. Mesai arkadaşlarımla birlikte tatil günleri de dâhil olmak üzere çalıştık. Ciddi bir stok oluşturduk” ifadelerini kullandı. Buğdayın stratejik bir ürün olduğunu, üretimini artırmak için ne gerekiyorsa yapılması gerektiğini belirten TMO Genel Müdürü “Biz bu bilinçle hareket ediyoruz. Buğdayın ülkemiz için ne kadar önemli olduğunun farkındayız. Çalışmalarımızda da buğdaya gösterdiğimiz pozitif ayrım görülüyor” dedi.
PİYASANIN SPEKÜLE EDİLMESİNE İZİN VERMEYİZ
TMO stoklarının vatandaşların ihtiyaçları doğrultusunda piyasaya arz edildiğini aktaran Güldal, “TMO stokları milletimizin stoklarıdır. Milletimizin ihtiyacı doğrultusunda kullanıyoruz. Geçen yıl başladığımız un ve yem regülasyon çalışmalarımızı bu yıl da devam ettiriyoruz. Bu kapsamda piyasaya ürün arzı sağlıyoruz. Un regülasyonu ile ekmeğin buğdaydan kaynaklanabilecek fiyat artışlarının önüne geçiyoruz. Yem regülasyonu ile de besicilerimize önemli miktarda katkı sunuyoruz” dedi. TMO’nun sürekli sahada olduğunun altını çizen TMO Genel Müdürü Güldal, piyasaları anlık takip ettiklerini belirterek, “Elimizde piyasayı yönetecek çeşitli enstrümanlar bulunuyor. Şu an bunların bir kısmını kullanıyoruz. İhtiyaç durumunda diğerlerini de kullanmaktan geri durmayız. Piyasa aktörlerinin bunu bilmesi lazım. Piyasanın üretici ve tüketicilerimiz aleyhine olabilecek şekilde speküle edilmemesi lazım. Biz, TMO olarak olumsuzluklara izin vermeyiz” ifadelerini kullandı.
LİSANSLI DEPOCULUK SİSTEMİNİN FAYDALARI
• Ülkemizde üretilen tarım ürünleri değerinde işlem görebilme imkânına kavuşur.
• Ürün ticareti kayıt altına alınır.
• Ürünler sağlıklı şartlarda uzun süre depolanabilir.
• Ürün kayıpları mininum düzeye iner.
• Ürün alımlarında akredite laboratuvarlar ile kalitede standart sağlanır.
• Gereksiz ürün taşımacılığı önlenerek nakliye masrafları en aza düşürülür.
• Ürünlerin ticareti, belirlenmiş standartlarda yapılır ve güvenli bir piyasa oluşur.
• Elektronik ürün senedi karşılığında bankalardan kredi kullanımı yaygınlaşır.
• Ürünün arz-talep dengesine bağlı olarak piyasa fiyat istikrarı korunur.
• İhtiyaç duyulan miktar, tür ve kalitedeki ürün kısa zamanda temin edilebilir.
• Alıcıların rekabeti sağlanarak üreticinin yüksek kazanç elde edebilmesi sağlanır.
• Ürünlerde vadeli işlem ve opsiyon piyasaları kullanılabilinir.
• Ürünlerin, fizikî hareketi yerine ELÜS aracılığıyla dolaşımı sağlanır. Ürün bedeli ödemelerinde finans yükü azalır.
• Depolama, bankacılık ve sigorta sektörü açısından yeni iş alanları oluşturur.
• Ülkemiz bulunduğu coğrafyadaki konumu nedeniyle tarım ürünleri ticaretinde önemli bir üs merkezi haline gelir.